Meme Kanseri
Kadınlar arasında yaygın olan 3(üç) kanser :
• MEME
• AKCİĞER
• KOLOREKTAL (kalın barsak) kanserlerdir.
Meme kanseri tek başına kadınlarda %32 oranda kanserden sorumludur.
Kanser 40-79 yaşlarındaki kadınlarda en yaygın ölüm nedeni olarak görülmektedir.meme kanserleri tek başlarına 40-49 yaşlarında en yaygın ölüm nedenidir.
Meme kanseri 20 yaş altında çok nadirdir ve 30 yaşın altında kadınlarda meme kanser toplam hastaların %2’sinden azını oluşturur. Hastalığın sıklığı :
1. 40 yaşta 93’de 1’e
2. 50 yaşta 50’de 1’e
3. 60 yaşta 24de 1’e
4. 70 yaşta 14’de 1’e
5. 80 yaşta 10’da 1’e yükselir.
Meme kontrol ve meme muayenesine gelen birçok hastada USG’de FİBROKİSTİK DEĞİŞİKLİKLER saptanır.hastaların sıklıkla sorduğu soru:
– Meme kanseri ile ilişkisi var mı ? Bu soruya açıklık getirelim.
Fibrokistik değişiklikler proliferatif ve nonproliferatif durumları içeren histolojik değişiklikler grubundan oluşmaktadır. Meme kanseri görülme riski fazla olan kadınlar spesimenleri proliferatif değişiklikler gösterenlerden oluşur. Non proliferatif değişiklikler önemli ölçüde meme kanseri riskini arttırmaktadır.
Meme Kanseri için Risk Faktörleri
• Birinci derece akrabasında (anneler,kız kardeşler ve kızlar) meme kanseri olanlarda 2-3 kat artmış riski vardır. Uzak akrabalarda meme kanseri olanlarda risk düşer. Çok sayıda etkilenmiş üyesi olan ailelerde özellikler her iki memede birden kanser ve menepoz öncesi erken yaşta başlangıçlı kanserlerde birinci derece akrabalarda mutlak risk %50 ye varmaktadır.
• Kadınların hayatları süresince östrojene maruz kaldıkları süre onların meme kanseri olma riskini arttırır ki bunlar :
– 12 yaşından önce ilk adet olması
– İlk doğumu 30 yaşından sonra yapmak
– Doğurmamış olmak
– Menepozun 55 yaşın sonrasına kalmasıdır.
• Hastalarımızca sık sorulan bir konu da :
Doğum kontrol hapları yada menepoz sonrası hormon replasman tedavisinin meme kanseri riskini arttırıp arttırmadığıdır.
Yapılan bilimsel çalışmalarda 35-60 yaş arası oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullananlarda meme kanseri görülme riski artmadığı saptanmıştır.
Menepoz sonrası semptomları düzeltmek amacıyla 5 yıldan az süre ile östrojen ve progesteron şeklinde hormon replasman tedavisi önerilmektedir.
Geçtiğimiz ay içerisinde iki meme kanserli hastamda da aynı üzücü durumu saptadım. Her ikisi de annelerinin de meme kanseri olduğunu ifade ettiler. Oysa yakın takip ve öncelikli davranarak Meme Kanserini çok daha erken yakalayabilirlerdi.
Önerilenler :
Meme – Over kanseri sendromlu aileye üye bir kişi
• 18 yaşından itibaren aylık kendi kendini muayene yapmalı
• 25 yaşından itibaren yarı yılda bir klinik muayeneden geçmeli
• 25 yaşında veya hastalığın görüldüğü aile bireyinin hastalığının başladığı yaştan 10 yıl önce mamografiye başlamalıdır.
Meme Kistleri ve Tümör İlişkisi
Her 14 bayandan birinde memede kist gelişmektedir ve bu kistlerin %50’si birden çok sayıdadır veya tekrarlayandır. Birçok bayanda ilk kist formasyonu 35 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır ve nadiren 25 yaşından önce ortaya çıkar.
Yapılan bir araştırmada 3000 kist aspire edilmiş(iğne ile içindeki sıvı boşaltılıp patolojik incelenmiş) sadece 3’ünün (%0.1) kanser olduğu raporlanmıştır.
Kistik hastalığı olan bayanlar için kanser gelişme riski ile ilişkili olarak küçük veya mikroskobik kisti olan bayanlarda artmış kanser riskini gösteren hiçbir çalışma mevcut değildir.
Memede Fibroadenom – Kanser ilişkisi
Fibroadenom kanserden sonra memede görülen ikinci en sık sert kitledir. 30 yaşından küçük olan bayanlarda görülen en sık tümördür. Bening (iyi huylu) bir tümördür.her ne kadar fibroadenomlar malign (kötü huylu) potansiyeli olmayan tümörler olarak düşünülselerde epitelyumyal elemanlar memenin herhangi bir yerinde olduğu gibi olduğu gibi buradada neoplazi riski taşıyorlar.
Daha önce fibroadenom tedavisi görmüş bayanlarda ılımlı derecede meme kanseri riski bulunduğu bildirilmiş ve büyüklük olarak bu risk normal popülasyondan iki kat daha fazladır.
Kadınların kendilerini her ay düzenli olarak muayene etmesi çok çok önemli bir husustur. Genellikle meme kanserlerinin %75’i kitle nedeni ile saptanır ve bunların % 75’i hastanın kendini düzenli muayenesinde yada rastlantısal olarak saptanmasıyla bulunur. Bir ayna karşısında kendisini muayene edip, her iki meme arasında fark,anormallik daha önce olmayp yeni oluşan bir sertlik var mı ? koltukaltlarında sertlik,hassasiyet var mı ? koların başın üzerine kaldırılarak meme derisinde çekilme, çekme var mı kontrol edilmelidir.
En ufak şüphede mutlaka,hiçbir şey olmasa da arada klinik muayeneye gidilmeli,duruma göre ultrason,mamografi veya daha ileri görüntüleme ile tetkik ettirmelisiniz.
Meme kanseri özellikle erken yakalanan Meme Kanseri ÖLÜMCÜL DEĞİLDİR.
Tüm dünyada kurulan vakıflar yapılan bağışlar ile en çok araştırılan tedavisinde sürekli yenilikler bulunan kanser türlerindendir.
Önce Vatan Gazetesi ve Sağlık Notları köşesinde yayınlanan haberimiz..