Korkuya Esir Olmamak İçin Korkuyu Tanıyın
Korkuyoruz, bilmediğimiz görmediğimiz bir düşmanla mücadele ediyor, belirsizlik yüzünden daha çok endişe duyuyoruz. Üstelik bu süreçte bebek bekleyen hamileler ve bebeğini yeni kucağına almış lohusalar daha çok korku ve kaygı yaşıyor. Çünkü sadece kendilerinden değil aynı zamanda bebeklerinden de sorumlular. Bu süreçte korkuyu yönetmenin ve aile bireylerinin desteğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Avrasya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Burak Berber, hamilelerin ve lohusaların korkularını azaltmanın yollarını anlatıyor.
Hamileler risk altında mı?
Çin’in Wuhan kentinden neredeyse her ülkeye yayılan ve tüm dünyayı alarma geçiren koronavirüs, tek gündem konumuz oldu. Artık haberlerde, sosyal medyada sadece koronavirüs ile ilgili gelişmeleri takip eder olduk. Üstelik sosyal mesafeyi korumak adına vaktimizin çoğunu evlerimizde geçirdiğimizden korona ile ilgili daha çok düşünüyor ve daha çok endişeye kapılıyoruz. Bu noktada en çok korkuyu yaşayanlar ise hamileler ve lohusalık dönemindeki yeni anneler… Birçok hamile ve yeni anne kendilerinin risk grubunda olduğunu düşündüğü, sadece kendisinden değil karnında büyüttüğü bebeğinden de sorumlu olduğu için daha çok korkuyor. Ancak bu konuda yapılan araştırmalar hamilelerin diğer insanlardan daha fazla risk altında olduğunu göstermiyor. Aynı zamanda erken doğum riskini de arttırdığı yönünde herhangi bir bilgi de söz konusu değildir. Dolayısıyla hamileler ve lohusalar bilmelidir ki, sosyal mesafe korunup kişisel hijyene dikkat edildiği sürece korkacak bir durum yoktur.
Tehdit öngörülemez olduğu için korku büyük
Koronavirüs sebebiyle sadece fiziksel değil psikolojik olarak da büyük bir sınav veriliyor. Özellikle hamilelik ve lohusalık dönemindeki anneler, belirsizlik ve ön göremezlik sebebiyle kontrol eksikliği hissediyor. Çünkü tüm canlılar gibi biz de hayatta kalma içgüdüsü ile yaşıyoruz. Ancak karşımızdaki düşman belirsiz ve potansiyel olarak çok geniş olduğundan kendimizi koruyamayacakmışız gibi hissediyoruz. Bu da hissettiğimiz endişeyi katlayarak büyütüyor, kendimizden beklemediğimiz davranışlar sergilememize neden olur.
Haberlere maruz kaldıkça endişe artıyor
Evde olduğumuz bu süreçte en çok haberlerle ilgileniyor ve sürekli yeni gelişmeleri takip etmek adına telefondan ve televizyondan gözlerimizi ayıramıyoruz. Medyadaki salgın ile görüntülere ve haberlere maruz kaldıkça korku ve endişe giderek büyüyor. Bu nedenle bu süreçte ruh sağlığını korumanın etkili bir yolu da aşırı koronavirüsü haberine maruz kalmaktan kaçınmak. Korku uyandırıcı haberler veren sosyal medya yerine ulusal sağlık hizmetleri web sitelerini inceleyebilirsiniz. Çünkü gerçekçi ve doğru bilgi düzeyi koruyucu davranışlar sergilemede oldukça önemlidir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı gibi resmi kurumların yaptığı açıklamaları dinlemek ve korunma yolları hakkında doğru bilgi edinmek, hem kendinizi doğru korumanızı hem de kontrol algınızı artırmayı sağlayacaktır.
Panik halinden çıkmalı, durumu kabul etmeliyiz
Yaşanılan bu korku halinden bir an önce çıkmalısınız. Kendinizi yanlış ve korku temelli haberlerden uzak tutmalı ve gerekli önlemleri aldığınızda gayet sağlıklı bir şekilde bu süreci atlatacağınızı unutmamalısınız. Eğer hiçbir şekilde üstesinden gelemediğinizi düşünüyorsanız bir uzmandan psikolojik destek almayı ihmal etmeyin.
Bu süreçte hamile ve lohusalara destek olma görevi aile bireylerine düşüyor. Çünkü zaten hassas bir dönemde olan anne adaylarının veya yeni annelerin endişelerini anlamalı, korkularını yenmeleri için yanlarında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Eğer korku büyürse hamilelerde erken doğum riski bile olabilir. Lohusalar içinse depresyona yakalanma riski gelişebilir. Bunların yanı sıra salgın sözcüğü bile tek başına duyan herkesi olumsuz etkilemeye yetiyor. Bu süreçten aşırı etkilenen kişilerde kaygıya bağlı olarak uykusuzluk, yeme bozuklukları, depresif ruh hali, tansiyonda iniş çıkışlar gibi belirtiler görülebiliyor. Panik atakları artarken, ölüm korkusuyla insanlardan uzaklaşmak, önerilenin çok ötesinde abartılı önlemler almak, hassas kişilerde sıkça gördüğümüz davranışlar arasında yer alıyor.
Tedbirlerinizi alın ama abartmayın
En çok yapmanız gereken ölçülü olarak tedbirlerinizi almak. Bu süreçte yetkili kişilerin önerdiği hijyen kurallarına uymanız ve kişisel temizliğinize dikkat etmeniz yeterlidir. Ancak günde belli el yıkama sayısına ulaşmaya çalışmak, temiz de olsa eşyalara dokunmaktan kaçınmak veya yalnızca faydalı olduğunu düşündüğünüz yiyeceklerin aşırı tüketimi birtakım psikolojik problemlere neden olabilir. Dolayısıyla alacağınız önlemlerin ölçüsünü kaçırmayın. Vaktinizi sürekli haber izlemekle değil kendinizle ve bebeğinizle geçirin. Eğer hamileyseniz vaktinizi daha verimli hale getirmek için evde yapabileceğiniz aktivitelere başvurun. Lohusalık dönemindeyseniz bebeğinizle ilgilenin ama kendinizi de unutmayın.