Yaşam tarzımızın değişmesiyle birlikte daha az hareket eder, daha az sağlıklı beslenir olduk. Bu duruma zararlı alışkanlıklar da eklenince çeşitli hastalıkların ortaya çıkması da kaçınılmaz oldu. Bu hastalıkların başında gelen kolorektal kanseri özellikle 50 yaşın üzerinde görülse de genç yaştaki kişileri de etkileyebiliyor. Avrasya Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. kolerektal kanseri ile ilgili önemli bilgiler veriyor.
Kolorektal (Kalın bağırsak kanseri)kanser nedir?
Kalın bağırsak, sindirim sistemimizin anüsle sonlanan son 1, 5-2 metrelik bölümüne verilen addır. Kalın barsakların yaklaşık 150-180 cm’lik üst kısmına kolon 15-17 cm’lik alt kısmına ise rektum adı verilir.
Besinler mide ve ince bağırsaklarda sindirildikten sonra kalın bağırsaklara ulaşır. Burada bağırsak içeriğinin içinde sindirim sisteminin daha üst kısımlarında emilmemiş olan su da vücutça emilerek geriye gaita olarak isimlendirilen katı kısım kalır. Gaita kolon ve rektum boyunca ilerleyerek daha sonra anüs yoluyla vücuttan atılır. Kalın Bağırsak Kanseri diğer adı ile Kolorektal kanser (kolon ve rektum kanseri) bu bölgelerde meyana gelen kasner türüdür.
Türkiye’de her yıl 6 bin kişiye teşhis konuluyor
Kalın bağırsak kanseri, kanser türleri arasında oldukça yaygındır. Bu konudaki rakamlar oldukça sarsıcıdır. Dünyada her yıl 1 milyon Türkiye’de ise 6 bin kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. Kolon kanseri ülkemizde erkeklerde akciğer, prostat ve mesane kanserinden sonra 4. sırada görülmektedir. Kadınlarda bu durum ise daha vahimdir. Görülme sıklığı meme kanserinden sonra 2. sırada yer almaktadır.
Kalın bağırsak kanseri sinsi ilerleyen bir hastalıktır
Kolorektal kanseri belirti vermeden üstelik yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Özellikle de 50
yaş ve üzerindekileri tehdit eder. Erken teşhis edilen kolon kanserinde başarı oranı yüzde 95’tir. Kalın bağırsak kanseri olarak bilinen kolon kanseri 50 yaşından sonra görülen kanserler içinde sıklık derecesi açısından önemli bir yer tutuyor. Düzenli sağlık taramalarının yapıldığı toplumlarda ise kolon kanserlerinde ciddi oranda bir azalma söz konusudur. Bu da erken tanının önemini bir kez daha göstermektedir. Önemli olan erken teşhistir. ABD’de her yıl yaklaşık olarak 30 bin kişinin hayatı kurtarılabiliyor. Erken tanı konulduğunda başarı oranı yüzde 95’lere ulaşır. Ancak ülkemizdeki hastaların sadece 5’te 1’inde erken evrede tanı konulabiliyor.
Kalın bağırsak kanserinin belirtileri;
- Makattan kan gelmesi,
- Dışkıya kan bulaşması,
- Dışkılama alışkanlıklarında değişim,
- Dışkının incelmesi,
- İshal ve kabızlık atakları,
- Anemi(kansızlık), halsizlik, devamlı yorgunluk,
- Şişkinlik, aşırı gaz,
- Bir anda yaşanan kilo kaybı.
Tanı yöntemleri nelerdir?
Yapılan araştırmalar, bugün kolon kanserinin taranabilir ve önlenebilir bir kanser olduğunu ortaya koyuyor. Erken tanı hastalığa bağlı ölüm oranlarını önemli ölçüde azaltıyor. Kolon kanserinde kullanılan tanı metotları;
- Dışkıda kan testi: Dışkı, laboratuvardan alınan özel bir kağıda konarak ve laboratuvarda inceleniyor. Bu testle dışkıda görülmeyecek kadar az miktardaki kanamanın özel bazı testlerle saptanması amaçlanıyor.
- Sigmoidoskopi: Bu incelemede video görüntüleme cihazına bağlanmış olan bir sistem ile kalın bağırsağın alt kısmını incelenir
- Kolonoskopi: Kalın bağırsağın tümünün incelenmesini içeren bir yöntemdir. Kolonoskopinin de mamografi gibi tarama amaçlı olarak yaptırılması önerilmektedir. 50 yaşın üstündeki kişilerin risk durumuna göre kolonoskopi yaptırması görüşünde birleşiyorlar. Polip saptandığında işlem sırasında çıkarılır ve incelenmek üzere patolojiye gönderilir. Bir kez polip alınan kişinin daha sonra yıllık olarak kolonoskopi ile izlenmesi gerekiyor.
- Sanal Kolonoskopi: Tomografi cihazından elde edilen bilgilerin, özel bilgisayarlarla endoskopik görüntülere dönüştürülmesi şeklinde tanımlanan sanal kolonoskopide barsağın tümü görüntülenebiliyor. Sanal kolonoskopi bir cm den daha büyük poliplerin tanısını kolonoskopi ile benzer doğrulukla yapabiliyor. Ancak kalın barsak iç yüzeyinin hastalıklarının tanısında, poliplerin çıkarılması ve parça alınması için standart kolonoskopi yine de gerekebiliyor.
- Biyopsi: Bağırsaktan bir parça alınarak mikroskop altında inceleniyor.
Nasıl tedavi edilir?
Ameliyat, kolon kanserinin başlıca tedavisini oluşturuyor ve en çok kullanılan metotların başında geliyor. Ameliyatla tüm kanserli dokunun temizlenmesi hedeflenmektedir. Operasyonda, görünen tümör dokusunun çıkarıldığı durumlarda bile tümörün barsak katmanlarına ve lenf bezlerine yayılımına göre bazı hastaların kemoterapi ve radyoterapiye ihtiyacı olabilir. Kemoterapi ve radyoterapi ile gözden kaçabilecek kanser hücrelerinin de yok edilmesi hedeflenmektedir.
Hastalıktan korunmak mümkün mü?
- Fiziksel egzersiz yapmak: Araştırmalar, düzenli egzersiz yapan bireylerde, Kalın Bağırsak Kanseri dahil bir çok kanserin gelişme riskinin azaldığını göstermiştir. Haftada 5 gün, 30-60 dk arasında orta şiddette veya günlük 150 kalori harcanmasına neden olan egzersizler yapılmalıdır.
- Aşırı kilolardan kurtulmak: Fazla kilolar kanser riskini artırmaktadır.
- Sigara kullanmamak: Diğer kanserler gibi sigara kullanımı, kolorektal kanser riskini de anlamlı oranda arttırmaktadır.
- Aşırı alkolden sakınmak: Yapılan çalışmalar alkolün kolon kanser riskini artırdığını göstermiştir. Erkeklerin gnde iki bardak kadınların ise günde bir bardaktan fazla alkol tüketmemesi gerekir.
- Sağlıklı gıda tüketimi: Kesin olarak kanıtlanmamış olsa da kolorektal kanserden korunmada, diyetin belirgin bir rol oynadığına dair bazı kanıtlar vardır. Bilindiği kadarıyla posadan, liften (fiberden) zengin, yağdan fakir diyet, kolorektal kanserden korunmaya yardımcı tek diyet şeklidir.