Siz de her gece kendi çıkardığınız seslerden dolayı uykunuzdan mı uyanıyorsunuz? Ya da her sabah kalktığınızda horlamanız yüzünden uyuyamamış sinirli bakışlarla mı karşılaşıyorsunuz?Eski tarihlerden modern döneme kadar birçok kişinin ortak problemi olan horlama; fizyolojik sağlık sorunlarından psikolojik etkilere kadar geniş bir perspektifte olumsuz sonuçlar yaratıyor. Avrasya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Koray Cengiz çağın en büyük sorunlarından horlama ile ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Horlama bir hastalık mıdır?
Horlama; üst solunum yollarındaki yumuşak dokuların, küçük dil ve bademciğin uyku esnasında gevşemesi sonucu hava yolunu daraltmasıyla meydana gelir. Horlamanın şiddeti solunum yolunun ne kadar daraldığına bağlı olarak değişir. Kesintisiz, yani solunum düzensizliğinin eşlik etmediği horlama, uykuda bölünme yapmıyorsa hastaya herhangi bir zarar vermediği düşünülmektedir. Bu tür horlamaya basit horlama denir.
Horlama, uykuda solunum durması ve Tıkayıcı Uyku Apnesi hastalığı ile birlikte olduğunda oldukça ciddi sonuçlar doğurabilir.Böyle durumlarda, horlama solunum durması ile kesilir ve duyulmaz. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde 7’den fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder.Bu tür horlamaya sahip olan hastaların büyük çoğunluğu şişman veya aşırı kiloludur. Vücut kitle endeksleri yüksek olmakla birlikte genellikle boyunları kısadır.
Her horlayanda Tıkayıcı Uyku Apnesi var mıdır?
Uykuda solunum durması yaşayanların hemen hepsi horlar ancak bu durum her horlayanda Tıkayıcı Uyku Apnesiolduğuanlamına gelmez. Kesin tanı, konuyla ilgili uzman hekimlerin değerlendirmesi ve uyku laboratuvarında yapılacak uyku testi ile konur.Bu testte hasta, uyku laboratuvarında bir gece uyur. Burada horlama, apne sayısı ve süresi, kan oksijen düzeyleri, uyku derinliği belirlenir.
Erkekler neden kadınlardan daha sık oranda horlar?
Herkesin kabul ettiği bir gerçek vardır ki, erkekler kadınlardan daha fazla horlar. Bunun nedeni yağlanmanın kadınlarda kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın çevresinde yoğunlaşmasıdır.Kadınların kas yapısındaki farklılıkların da horlamayı azalttığı düşünülür. Menopozdan sonra yaşanan hormonal değişiklikler, kadınların boyun kaslarındakiyağlanmayı arttırarak horlamayı tetikliyor.
Horlama sosyal yaşamı etkiler
Horlama, şiddeti ne olursa olsun sosyal bir sorundur. Bu durum, aile yaşamını ciddi bir şekilde tehdit eder. Horlayan kişiyle uyku partneri olan eşi beraber yatmak istemez. Bazı durumlarda odalar bile ayrılabilir. Horlayan kişi, ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusudur, tatil ve iş gezilerinde ise istenilmeyen oda arkadaşıdır.
Horlama tedavi edilmeli midir?
Horlama eğer uykuda solunum düzensizliklerine neden olmuyorsa, bazı basit önlemlerle hafifletilebilir. Çoğu zaman uygun tedavilerle yok edilebilir.
• Kilo verme,
• Sporu hayatın bir rutini haline getirme,
• Uyku saatlerinden önce alkol tüketmeme,
• Akşamları hafif yemekleri tercih etme,
• Yüksek yastıkla yatma,
• Sırt üstü yatmak yerine yan yatma,
• Burun bantları yapıştırma gibi yöntemler faydalı olabilir.
Ancak bu önlemlerin etkili olmadığı şiddetli horlama durumunda ise genellikle Kulak Burun Boğaz uzmanları tarafından uygulanan;
• Bazı cerrahi girişimler,
• Radyofrekans gibi yöntemler,
• Diş hekimlerince verilen ağız içi aparatlar ile horlama tedavi edilebilir.
• CPAP cihazı ile horlama tedavi edilir.