Beştelsiz Mah. 101. Sokak. No:107 Akşemsettin Tramvay Durağı Zeytinburnu
02126655050

Sedef Hastalığı Kronik Olduğundan Tedavi Süreklidir…

Sedef Hastalığı Kronik Olduğundan Tedavi Süreklidir…

Bazı hastalıklar sürekli devam edip, yaşam boyunca tekrar ettiğinden kişiyi hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük bir sınava tabi tutuyor. Birçok kişi bu sınavda zorlansa da modern tıp sayesinde bu gibi hastalıklar kontrol altına alınabiliyor. Bu hastalıkların başında gelen sedef hastalığı tam olarak neden ortaya çıktığı bilinmese de uygun tedavi protokolleri sayesinde minimize edilebiliyor. Avrasya Hastanesi’nden Dermatoloji Uzmanı, sedef hastalığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı.

Sedef hastalığı nedir?

Kronik seyirli ve tedavisi olmayan bir hastalık olan psöriazis ya da bilinen adıyla sedef hastalığı, ölü cilt hücrelerinin cilt yüzeyinde hızlı bir şekilde birikmesiyle ortaya çıkan bir cilt problemidir. Sedef hastalığı denilmesinin nedeni dıştan görülen pembe kırmızı zeminde beyaz parlak kabuklar olmasıdır. Tüm dünyada yaklaşık %1-3 oranında görülür. Sıklıkla otuzlu yaşlarda başlasa da doğumdan itibaren görülebilir.

Çocuklukta nispeten daha az görülen sedef hastalığının en yaygın semptomu olan beyaz kabuklu plaklar, vücudun her yerinde olabilir. Saçlı deri tırnak tutulumu olabilir. Bazen mantar ve egzama ile karıştırılabilen sedef hastalığının kesin teşhisi ancak bir dermatolog tarafından konulabilir.

Sedef hastalığı neden olur?

Vücudun kendi dokularına karşı geliştirdiği bir realisyondur. Şöyle ki, söz konusu sedef hastalığı olduğunda derideki hücreler tarafından antijenler oluşturulur. Bu antijenler bağışıklık sistemini aktive eder. Oluşan hücreler tekrar deriye döner ve deride hücre çoğalması ve buna bağlı sedef hastalığına özgü plakların oluşumuna yol açar.

Sedef hastalığının belli bir nedeni yoktur. Ancak genetik yatkınlığın etkili olduğu kabul edilen bir gerçektir. Genellikle hastalarda psöriazis ortaya çıkacak bir psikolojik zemin vardır. Mükemmeliyetçi kişilerde daha çok görüldüğü gözlemlenmiştir.

Hastalığın ortaya çıkma nedenleri;

  • Enfeksiyonlar ( başta boğaz enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu olmak üzere vücuttaki tüm enfeksiyonlar )
  • İdrar yolu enfeksiyon,
  • Yorgunluk
  • Stres,
  • Ani gelişen cilt travmaları (güneş yanığı gibi) etkili bulunmuştur.

 Hastalık kronik olduğundan yaşam boyu devam eder.

Genellikle hastalar, ‘Sedef hastalığının iç organlarla ilgisi var mı’ diye sorarlar. Hastalığın herhangi bir böbrek ve karaciğer hastalığı ile ilgisi yoktur. Hastalığın tedavisi sonrasında özel bir diyet uygulanması gerekmez. Sadece yediklerinde kaşıntı yapan bir gıda varsa (acılı gıdalar, salçalı gıdalar vs.) onun az tüketilmesi uygundur. Bazı çalışmalarda kilo alımının hastalığı tetiklediği belirtilmiştir. Bu yüzden sağlıklı beslenme önerilir. Tedavisinde neden belli olmadığı için halen köklü bir çözüm getirecek bir yöntem ya da ilaç yoktur. Zaman zaman gazetelerde ‘Sedefin tedavisi bulundu’ gibi haberler çıkmasına rağmen maalesef bunlar doğru olmadığı gibi hastalar için hayal kırıklığıdır.

Tedavi kişiye özeldir

Tedavi planlanırken hastanın durumu göz önüne alınarak bir yol haritası belirlenir. Birçok hastada beraberinde obezite, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi metabolik problemler bulunur. Dolayısıyla tedavi protokolünde mutlaka bu gibi faktörler göz önüne alınmalıdır. Günümüzde, lokal tedavi (pomad, losyon vs.)  ve ağız yoluyla çeşitli ilaçlar verilmektedir. Tedavide amaç; belirtileri düzeltmek tekrarlanmasını engellemektir. Bu yüzden hekim ve hastanın uzun süre bıkmadan bir arada çalışması gerekir. Hastalıkta her hastaya genellikle tedavi farklıdır. Birlikte uyum içinde çalışılmalıdır.  Hafif seyreden sedef hastalığında krem ve losyonlarla tedavi yeterli gelir. Tüm vücudu saran durumlarda UV ışın tedavisi uygulanır. Ağır vakalarında yan etkiler takip edilerek ağızdan veya iğne şeklinde tedaviler yapılabilir.

Sedef hastaları nelere dikkat etmeli?

Psikolojinin iyi tutulması çok önemlidir. Gerekirse psikiyatrist ile ortak çalışılır. Cildin kuruluğunun önlenmesi için devamlı nemlendirici kullanımı önemlidir. Banyoda cildi tahriş edici uygulamalardan uzak durulmalıdır. Banyo sonrası mutlaka nemlendirici sürülmelidir. Tedavide olan pomad, losyonlar uygulanmalıdır. Ayrıca doktorun önermediği hiçbir alternatif yöntem denenmemelidir. Çünkü bu durum mevcut tabloyu daha ağır hale getirebilir.

Hizmetlerimiz Hakkında Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz: